2 Mayıs 2016 Pazartesi

DÜNYAYI DEĞİŞTİREN 13 FOTOĞRAF


            Herhangi bir fotoğraf bizlere binlerce kelime anlatabilir ancak sadece birkaçı tüm sosyal toplumların dikkatini çekebilmiş ve bir çığlık oluşturmuşlardır.
           
1. "Omaha Beach, Normandy, France"
Robert Capa, 1944
            Savaş fotoğrafçısı Robert Capa: “Eğer fotoğrafınız yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsinizdir.” demiştir.
            Bu fotoğraf, Normandiya çıkartmasının olduğu, 6 Haziran 1944’te çekilmiştir. Çıkartma sırasında ağır bir ateş altında kalan Capa, 4 rulo fotoğraf çekmiştir. Bu fotoğraflardan 11 tanesi Life Dergisi için alelacele basılmaya çalışılırken, asistan tarafından bozulmuştur. Bu fotoğraflar, 50 yıl sonra yönetmen Steven Spilelberg tarafından “Saving Private Ryan” filmi için yeniden elden geçirilmiştir.





2. "Migrant Mother"
Dorothea Lange, 1936

Dorothea Lange tarafından 1936’da, California’da bezelye toplayıcıları kampında çekilmiş bir fotoğraftır. 37 yaşındaki Thompson, yedi çocuk annesiydi ve eşini tüberkülozdan kaybetmişti. California Nipermo çalışma kampına sığınmıştı. Yayımlanan fotoğrafın etkisi şaşırtıcı olmuştu. Gazetelerde yayımlanan bu fotoğraf, Federal İskân İdaresini harekete geçirmişti. 1976 yılına kadar, Thompson’un kimliği hakkında kimsenin bir fikri yoktu. Kendisini 1976 yılında bir gazete makalesinde tanıtana dek kimse onu tanımıyordu.




3. "Federal Dead on the Field of Battle of First Day, Gettysburg, Pennsylvania"
Mathew Brady, 1863

Dünyanın ilk savaş fotoğrafçısı olarak bilinen Mathew Brady, aslında Albraham Lincoln, Robert E. Lee gibi ünlülerin portre fotoğraflarını çekerek ün kazanmıştı. Diğer bir deyişle o siperlerin fotoğrafçısıydı. Brady, tüm hayatını riske atarak birlik ordusuna katıldı. Ekibi ile birlikte yaklaşık 7000 kadar savaş fotoğrafı çekti. Ancak bunlar daha çok aksiyonun az olduğu durağan fotoğraflardı. Brady’nin sayesinde Amerikalılar ilk defa savaşın gerçek yüzünü tanımışlardır.






4. "Murder of a Vietcong by Saigon Police Chief"
Eddie Adams, 1968

Bu fotoğraf, Eddie Adams’a 1969 yılında Pulitzer Ödülü kazandırmıştır. Fotoğrafta polis şefi olan Loan, elleri kelepçeli ve silahsız olan tutuklu askeri öldürürken görüntülenmiştir. Bu fotoğraf, Amerikan halkının Vietnam savaşına bakış açısını değiştiren iki fotoğraftan biridir. Adams daha sonra, Loan’ın hayatına mal olan bu fotoğrafı görüntülediği için ondan özür dilemiştir. Çünkü bu fotoğraf Loan’ı hayatı boyunca bir hayalet gibi izlemiştir. Avustralya’da bir hastanede tedavi olma isteği reddedilmiş, daha sonra ise Amerika’ya gönderilmiştir. Amerikan halkı Loan’ın sınır dışı edilmesi için kampanya başlatmıştır. Daha sonra Virginia’ya yerleşen Loan, orada lokanta açmış ancak birileri tarafından lokantasının duvarına: “Kim olduğunu biliyoruz!” yazılmıştır. Adams: “General Vietkong Lu’yu öldürdü, bense onu kameramla öldürdüm!” demiştir.







5. "V-J Day, Times Square, 1945", a.k.a. "The Kiss"
Alfred Eisenstaedt, 1945

Ağustos 14/1945’te, Time Magazin’de yayımlanan zafer töreninde (Victory-Day in time Square) başkanın yaptığı açıklamadan sonra çekilmiştir. O sırada Time Square’de fotoğraf çeken Alman mülteci Alfred Eisenstaedt, bu kareyi yakalamıştır. Denizci bir genç, savaşı kazanmanın vermiş olduğu heyecanla Time Square’de önüne gelen herkese sarılıp öpmektedir. O gün birçok fotoğraf çekilmiştir ancak en değerli olanı bu fotoğraftır. Eğer ki denizci beyaz giymiş olsaydı ya da hemşire siyah giymiş olsaydı, bu fotoğraf kesinlikle bu kadar ilgi uyandırmayacaktı. Yaklaşık 35 yıl sonra, fotoğrafçı hemşireye yazılı bir not ile ulaşır ve kendisini öpen denizcinin kimliğini tespit etmek ister. Kendisinin o denizci olduğunu iddia eden 20 kadar denizci çıkmıştır ancak hemşire bunların hiçbirinden emin olamamıştır ve denizcinin kimliği hiçbir zaman açıklığa kavuşmamıştır.






6."Hindenburg"
Murray Becker, 1937


LZ 129 Hindenburg, Alman zeplini… Bu güne kadar yapılmış olan en büyük hava taşıtıdır. Hizmetinin ikinci yılında, iniş yaparken yanarak yok olmuştur. Hidrojen gazı kaçıran zeplin, aşırı gaz yüzünden havada yüzlerce kişinin önünde felaket bir şekilde yanmıştır. (6 Mayıs 1937 New Jersey, ABD) tarihinde kaza kameralar tarafından görüntülenmiş ve 36 kişi hayatını kaybetmiştir. Zeplin, ismini 1925–1934 yılları arasında Almanya Başbakanlığı yapmış olan Paul von Hindenburg’dan almıştır. Fotoğraf Murrey Backer tarafından 1937’de çekilmiştir. 





7. "The Tetons – Snake River"
Ansel Adams, 1942

Ansel Adams (20 Şubat 1902, San Francisco – Ö. 22 Nisan 1984, Kaliforniya)
            Piyano öğrenimi gören Ansel Adams, Paul Strad’ın yapıtlarından etkilenerek, fotoğrafçılık üzerinde yoğunlaşmaya karar verene kadar, (1930) müzik ve fotoğrafçılığı bir arada yürüttü. Imogen Cunningham, Edward Weston vb. fotoğrafçılarla grup F/64’ü kurdu. 1937’de California Yosemete’ye yerleşti. 1940’tan sonra, ülkenin ulusal parklarında çok sayıda kesin çizgili ve duyarlılığı yansıtan fotoğraflar çekti. Bu fotoğraflarıyla, modern fotoğrafçılığın önde gelen isimlerinden oldu. Kesin çizgili fotoğrafları, daha önceki fotoğrafçıların çağrışıma dayalı yapıtlarıyla belirgin bir karşıtlık içindedir. Hatta 19. yüzyıl peyzaj fotoğraflarının, gerçekçi ayrıntılarını bile geride bırakır. Yalnızca siyah beyaz çalışan Adams, yoğun görüntüler yaratmak için parlak ışıktan yararlanmıştır.





8. "The Corpse of Che Guevara"
Freddy Alborta, 1967

            Guevara’nın cellâdı Bolivya ordusunda çavuş olan Mario Teran’dır. Ve onu öldürmekle görevlendirilen bu kişi, kura sonucu belirlenmiştir. Che Guevara’nın son sözü şu olmuştur: “Buraya beni öldürmeye geldiğini biliyorum. Vur beni korkak, yalnızca bir adam öldürmüş olacaksın!”
            Bazı kaynaklar çavuş Mario’nun infaz sırasında çok heyecanlandığını söyler. Bu nedenle bilinçli bir şekilde ateş edemediği ve Che’yi sadece yaraladığı söylenmektedir.  Che’yi öldüren merminin kim tarafından ateşlendiği bilinememektedir. Che’nin ölümüne çarpışmada öldüğü izlenimini vermek ve yüzünün tanınması için,  ayaklarına defalarca ateş açılmıştır. Cesedi bir helikopterin iniş takımlarına sıkıca bağlanmış ve yakınlardaki Vallegrande’ye götürülmüştür. Oradaki bir hastanede, cesedi bir küvetin içerisinde basına gösterilmiştir. Bu sırada çekilen fotoğraflar San Ernesto de La Higuera ve El Cristo de Vallegrande İsa’sının doğmasına neden olmuştur.
            Bolivianlı gazeteci ve fotoğrafçı Freddy Albatra, Che’nin cesedini görüp fotoğraf çekebilen birkaç fotoğrafçıdan biridir. Solcu Guevera’nın yarı çıplak ölü bedenini gösteren bu fotoğraf, tüm dünyaya solcu gerillanın öldüğünün ispatı olarak haber ajanslarında gösterilmiştir. Bu fotoğrafın ünlü olmasının başka bir nedeni de Rembrandt’ın, Dr. Nicolas Tulp’un “Anatomi Dersi” adlı portresini hatırlatmasıdır.





9. "Einstein with his Tongue Out"
Arthur Sasse, 1951

“Ben atomu iyi şeyler olsun diye keşfettim ancak insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar!” diyen Albert Einstein’ın bu fotoğrafının dünyayı değiştirip değiştirmediği tartışılır. Ancak bilim adamının bu fotoğrafı, Hümanizmin bir simgesi olarak dünya literatüründe yerini almıştır. Ünlü fizikçinin 1951 yılında çekilen ve herkes tarafından bilinen bu fotoğrafı, 72. yaş günü kutlamasından sonra çekilmiştir. Einstein, New Hampshire Müzayede Salonu’nda satılan bu fotoğrafını imzalayarak gazeteci Howard Smith’e vermişti. Einstein’da fotoğrafın 9 kopyası bulunuyordu. Resmin yeni sahibinin ise önemli bilimsel kitaplar ve el yazısı uzmanı David Waxman olduğu bildirildi.





10. "Dali Atomicus"
Philippe Halsman, 1948

Bu fotoğraf, ABD’li fotoğrafçı Philippe Halsman’ın 1948 yılında çektiği bir eserdir. Fotoğrafta İspanyol ressam Salvador Dali, kapalı bir odada çeşitli eşyalar ve üç adet canlı kediyle birlikte havada asılıymış izlenimi verecek şekilde betimlenmiştir. Gerçek üstü içeriğe sahip olan bu fotoğraf, photoshop gibi çeşitli resim düzenleme yazılımlarının henüz var olmadığı bir dönemde, asistanlarının yardımıyla çekilmiştir. Resmin 1969–1970 yılları arasında yapılmış olan baskısı, Minneapolis Institute of Arts koleksiyonundadır. Fotoğrafta arka planda Salvador Dali havaya zıplamış olarak görülür. Önünde ise üzerinde belirsiz bir resim bulunan şövale vardır. Resmin sağ tarafında ise, Dali’nin henüz tamamlanmamış olan Leda Atomica isimli tablosu yer alır. Fotoğrafa verilen Dali Atomicus adı, bu tabloya bir göndermedir. Ön tarafta ise, resmin sol tarafında asılı duran bir sandalye bulunmaktadır. Sol taraftan bir kova su, sağ taraftan ise üç adet canlı kedi havaya fırlatılmıştır. Kedilerden yukarda olanı suyun içinden geçerken, diğer ikisi havada yan yana asılı durmaktadır.
Dali ve Halsman, önce fotoğrafta tavuk kullanmayı ve havaya süt fırlatmayı düşünmüşlerdi. Ancak hayvanları korumaya dair çıkan yasaları çiğnememek için, kedileri zarar görmeyecek bir şekilde kullanmaya karar verdiler. Halsman çekimini bir sene önce hazırladığı, 4x5 formatındaki çift lensli fotoğraf makinesini kullanarak Newyork’taki stüdyosunda yaptı. Resimde kullanılan şövale ve tablo iple tavana tutturulmuştu. Sol taraftaki sandalyeyi fotoğrafçının eşi Yvonne tutuyordu. Asistanlar ise suyu ve kedileri havaya fırlatıyorlardı. Fotoğrafçı üçe kadar saydığında su ve kediler havaya fırlatılmış, dörde geldiğinde ise Dali zıplamış ve Halsman fotoğrafı çekmişti. O gün stüdyoda, Halsman’ı tatmin edecek poz yakalanana kadar, altı saatlik bir çalışma sonucunda 28 farklı fotoğraf çekildi. Fotoğrafçı, daha sonra yayımlanan bir kitabında o günü şu şekilde anlattı:
“Ben ve asistanlarım ıslanmış, kirlenmiş ve neredeyse tamamen tükenmiştik. Sadece kediler yeni gibi görünüyordu.”
Halsman daha sonra çektiği bu fotoğraf üzerinde çeşitli değişiklikler yaptı. Cisimleri tutan iplikleri yok etti ve sol tarafı kırparak sandalyeyi tutan Yvonne’ın elini ve suyu fırlatan asistanını dışarıda bıraktı. Ancak yaptığı en büyük değişiklik, çekim sırasında boş olan şövalenin üzerine, Dali’nin ikinci bir tablosunu yerleştirmekti. Ancak Halsman, boş şövaleyi tablo ile doldurmasına rağmen, cismin yerdeki gölgesini yok edemedi.




11. "Loch Ness Monster" a.k.a. "The Surgeon’s Photo"
Ian Wetherell, 1934

İskoçya’daki Ness Gölü’nün dünyaca ünlü canavarının var olup olmadığı yıllardır tartışılmaktadır. 1934 yılında çekilen bu fotoğraf, 1994 yılına kadar gizemini korudu. 1994 yılında Christian Spurling adında bir kişi, canavar maketini kendisinin yaptığını itiraf etmiştir. Spurling’in büyükbabası Marmaduke, (Wetherell Daily Mail adlı gazetesi tarafından) canavarı bulması için torununu görevlendirmiştir. Wetherell Spurling ve oğlu, büyük bir canavar maketi yapıp suya bırakmışlar ve fotoğrafı çekmişlerdir. Yüzyılın sahte fotoğrafı olarak tarihe geçen bu fotoğraf hakkında birçok iddia mevcuttur. Adının verilmesini istemeyen bir kadın doğum uzmanının, yıllar sonra çıkıp bu fotoğrafı çektiğini iddia etmesi gibi…






12. "Gandhi at his Spinning Wheel"
Margaret Bourke-White, 1946

            Doğru zamanda, doğru yerde olmasıyla ünlü Amerikalı fotoğrafçı, pek çok ilki gerçekleştiren, gelmiş geçmiş en önemli kadın fotoğrafçılardan bir tanesidir. 1904 Bronx doğumlu olan fotoğrafçı, 1922’de Kolombiya Üniversitesi’nde Herpetoloji eğitimi almaya başlamıştır. Okulunda Amerikalı fotoğrafçı Clarence Hudson White’tan aldığı derslerle fotoğrafçılığa olan ilgisi artmış. 1927’de mezun olmasının ardından, 1929’da Fortune dergisinde editörlük yapmaya başlamış. Bu tarihten itibaren White’ın profesyonel fotoğrafçılık günleri başlamış. 1930’da Sovyetler Birliği’ne girmesine izin verilen ilk batılı fotoğrafçı olma ünvanını kazanmış. 1936’da dönemin en ünlü uluslararası fotoğrafçılık dergisi Life’dan teklif alarak fotomuhabirlik yapmaya başlamış. 1941’de II. Dünya Savaşı’nı fotoğraflayan ilk kadın fotoğrafçı olma ünvanını da kazanıp tekrar Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden fotoğrafçı, orada esir alınmış ve Amerikan askerleri tarafından kurtarılmıştır. Sanatçı, 1948’de Hindu Lider Mohandas Karamçand Gandi’yi, öldürülmeden birkaç saat önce fotoğraflamıştır. Ve bu fotoğraf onun en büyük başarılarından biri olarak gösterilir.
            1950’de Parkinson hastalığına yakalanan sanatçı, bu tarihten itibaren kariyerini arka plana alarak, hastalığıyla baş etmeye çalışmıştır. Mücadelesini uzun süre devam ettiren fotoğrafçı, 1971’de hayatını kaybetmiştir.




13. The Photograph That Foreshadowed the Future
"Le Violon d’Ingres"
Man Ray, 1924

              Photoshop bulunmadan önce Man Ray vardı… Man Ray fotoğraflarında kendi zamanının dijital devrimini gerçekleştirdi. Man Ray, kariyerinin büyük bölümünü Fransa’nın başkenti Paris’te geçirmiş Amerikalı bir sanatçıydı. Onu Modernist olarak ve Sürrealist hareketlere belirgin katkılarda bulunan en iyi fotoğrafçı diye adlandırmak mümkündür. Ancak bu her iki hareketle de ilişkisi uzun sürmemiştir. Sanat dünyasında avangart fotoğrafçılığı en çok kullanan Man Ray, farklı araçlar kullanarak büyük işler yapmış ve kendisini herşeyden önce bir ressam olarak görmüştür. Man Ray aynı zamanda ünlü bir moda ve portre fotoğrafçısıydı. Man Ray’in moda ve portre fotoğrafçılığı dışındaki eserleri, hayatta olduğu dönemde, özellikle vatanı Amerika’da yeterince takdir görmediyse de, vefatından sonra itibarı giderek artmıştır. 20. yüzyılın en etkili 25 sanatçısından biri olarak gösterilen Ray’ın en büyük ilkesi: “Karşınıza çıkan bütün kapıları açın ve orada özgürce yürüyün.” dür.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder