Herhangi
bir fotoğraf bizlere binlerce kelime anlatabilir ancak sadece birkaçı tüm
sosyal toplumların dikkatini çekebilmiş ve bir çığlık oluşturmuşlardır.
1. "Omaha
Beach , Normandy , France "
Robert Capa, 1944
Robert Capa, 1944
Savaş
fotoğrafçısı Robert Capa: “Eğer fotoğrafınız yeterince iyi değilse, yeterince
yakın değilsinizdir.” demiştir.
Bu
fotoğraf, Normandiya çıkartmasının olduğu, 6 Haziran 1944’te çekilmiştir.
Çıkartma sırasında ağır bir ateş altında kalan Capa, 4 rulo fotoğraf çekmiştir.
Bu fotoğraflardan 11 tanesi Life Dergisi için alelacele basılmaya çalışılırken,
asistan tarafından bozulmuştur. Bu fotoğraflar, 50 yıl sonra yönetmen Steven
Spilelberg tarafından “Saving Private Ryan” filmi için yeniden elden
geçirilmiştir.
2. "Migrant Mother"
Dorothea Lange, 1936
Dorothea Lange tarafından 1936’da, California’da bezelye
toplayıcıları kampında çekilmiş bir fotoğraftır. 37 yaşındaki Thompson, yedi
çocuk annesiydi ve eşini tüberkülozdan kaybetmişti. California Nipermo çalışma
kampına sığınmıştı. Yayımlanan fotoğrafın etkisi şaşırtıcı olmuştu. Gazetelerde
yayımlanan bu fotoğraf, Federal İskân İdaresini harekete geçirmişti. 1976
yılına kadar, Thompson’un kimliği hakkında kimsenin bir fikri yoktu. Kendisini
1976 yılında bir gazete makalesinde tanıtana dek kimse onu tanımıyordu.
3. "Federal Dead on the Field of Battle of First Day, Gettysburg , Pennsylvania "
Mathew Brady, 1863
Mathew Brady, 1863
Dünyanın ilk savaş fotoğrafçısı olarak bilinen Mathew Brady,
aslında Albraham Lincoln, Robert E. Lee gibi ünlülerin portre fotoğraflarını
çekerek ün kazanmıştı. Diğer bir deyişle o siperlerin fotoğrafçısıydı. Brady,
tüm hayatını riske atarak birlik ordusuna katıldı. Ekibi ile birlikte yaklaşık
7000 kadar savaş fotoğrafı çekti. Ancak bunlar daha çok aksiyonun az olduğu
durağan fotoğraflardı. Brady’nin sayesinde Amerikalılar ilk defa savaşın gerçek
yüzünü tanımışlardır.
4. "Murder
of a Vietcong by Saigon Police Chief"
Eddie Adams, 1968
Eddie Adams, 1968
Bu fotoğraf, Eddie Adams’a 1969 yılında Pulitzer Ödülü kazandırmıştır.
Fotoğrafta polis şefi olan Loan, elleri kelepçeli ve silahsız olan tutuklu
askeri öldürürken görüntülenmiştir. Bu fotoğraf, Amerikan halkının Vietnam
savaşına bakış açısını değiştiren iki fotoğraftan biridir. Adams daha sonra,
Loan’ın hayatına mal olan bu fotoğrafı görüntülediği için ondan özür
dilemiştir. Çünkü bu fotoğraf Loan’ı hayatı boyunca bir hayalet gibi
izlemiştir. Avustralya’da bir hastanede tedavi olma isteği reddedilmiş, daha
sonra ise Amerika’ya gönderilmiştir. Amerikan halkı Loan’ın sınır dışı edilmesi
için kampanya başlatmıştır. Daha sonra Virginia’ya yerleşen Loan, orada lokanta
açmış ancak birileri tarafından lokantasının duvarına: “Kim olduğunu
biliyoruz!” yazılmıştır. Adams: “General Vietkong Lu’yu öldürdü, bense onu
kameramla öldürdüm!” demiştir.
5. "V-J
Day, Times Square , 1945", a.k.a.
"The Kiss"
Alfred Eisenstaedt, 1945
Ağustos 14/1945’te, Time Magazin’de
yayımlanan zafer töreninde (Victory-Day in time Square) başkanın yaptığı
açıklamadan sonra çekilmiştir. O sırada Time Square’de fotoğraf çeken Alman
mülteci Alfred Eisenstaedt, bu kareyi yakalamıştır. Denizci bir genç, savaşı
kazanmanın vermiş olduğu heyecanla Time Square’de önüne gelen herkese sarılıp
öpmektedir. O gün birçok fotoğraf çekilmiştir ancak en değerli olanı bu
fotoğraftır. Eğer ki denizci beyaz giymiş olsaydı ya da hemşire siyah giymiş
olsaydı, bu fotoğraf kesinlikle bu kadar ilgi uyandırmayacaktı. Yaklaşık 35 yıl
sonra, fotoğrafçı hemşireye yazılı bir not ile ulaşır ve kendisini öpen
denizcinin kimliğini tespit etmek ister. Kendisinin o denizci olduğunu iddia
eden 20 kadar denizci çıkmıştır ancak hemşire bunların hiçbirinden emin
olamamıştır ve denizcinin kimliği hiçbir zaman açıklığa kavuşmamıştır.
6."Hindenburg"
Murray Becker, 1937
Murray Becker, 1937
LZ 129 Hindenburg, Alman zeplini… Bu güne kadar yapılmış
olan en büyük hava taşıtıdır. Hizmetinin ikinci yılında, iniş yaparken yanarak
yok olmuştur. Hidrojen gazı kaçıran zeplin, aşırı gaz yüzünden havada yüzlerce
kişinin önünde felaket bir şekilde yanmıştır. (6 Mayıs 1937 New Jersey, ABD)
tarihinde kaza kameralar tarafından görüntülenmiş ve 36 kişi hayatını
kaybetmiştir. Zeplin, ismini 1925–1934 yılları arasında Almanya Başbakanlığı
yapmış olan Paul von Hindenburg’dan almıştır. Fotoğraf Murrey Backer tarafından
1937’de çekilmiştir.
7. "The
Tetons – Snake River "
Ansel Adams, 1942
Ansel Adams, 1942
Ansel Adams (20 Şubat 1902, San Francisco – Ö. 22 Nisan
1984, Kaliforniya)
Piyano öğrenimi gören
Ansel Adams, Paul Strad’ın yapıtlarından etkilenerek, fotoğrafçılık üzerinde
yoğunlaşmaya karar verene kadar, (1930) müzik ve fotoğrafçılığı bir arada
yürüttü. Imogen Cunningham, Edward Weston vb. fotoğrafçılarla grup F/64’ü
kurdu. 1937’de California Yosemete’ye yerleşti. 1940’tan sonra, ülkenin ulusal
parklarında çok sayıda kesin çizgili ve duyarlılığı yansıtan fotoğraflar çekti.
Bu fotoğraflarıyla, modern fotoğrafçılığın önde gelen isimlerinden oldu. Kesin
çizgili fotoğrafları, daha önceki fotoğrafçıların çağrışıma dayalı yapıtlarıyla
belirgin bir karşıtlık içindedir. Hatta 19. yüzyıl peyzaj fotoğraflarının,
gerçekçi ayrıntılarını bile geride bırakır. Yalnızca siyah beyaz çalışan Adams,
yoğun görüntüler yaratmak için parlak ışıktan yararlanmıştır.
8. "The Corpse of Che
Guevara"
Freddy Alborta, 1967
Freddy Alborta, 1967
Guevara’nın cellâdı
Bolivya ordusunda çavuş olan Mario Teran’dır. Ve onu öldürmekle görevlendirilen
bu kişi, kura sonucu belirlenmiştir. Che Guevara’nın son sözü şu olmuştur:
“Buraya beni öldürmeye geldiğini biliyorum. Vur beni korkak, yalnızca bir adam
öldürmüş olacaksın!”
Bazı kaynaklar
çavuş Mario’nun infaz sırasında çok heyecanlandığını söyler. Bu nedenle
bilinçli bir şekilde ateş edemediği ve Che’yi sadece yaraladığı söylenmektedir.
Che’yi öldüren merminin kim tarafından
ateşlendiği bilinememektedir. Che’nin ölümüne çarpışmada öldüğü izlenimini
vermek ve yüzünün tanınması için,
ayaklarına defalarca ateş açılmıştır. Cesedi bir helikopterin iniş
takımlarına sıkıca bağlanmış ve yakınlardaki Vallegrande’ye götürülmüştür.
Oradaki bir hastanede, cesedi bir küvetin içerisinde basına gösterilmiştir. Bu
sırada çekilen fotoğraflar San Ernesto de La Higuera ve El Cristo de Vallegrande İsa’sının
doğmasına neden olmuştur.
Bolivianlı
gazeteci ve fotoğrafçı Freddy Albatra, Che’nin cesedini görüp fotoğraf
çekebilen birkaç fotoğrafçıdan biridir. Solcu Guevera’nın yarı çıplak ölü
bedenini gösteren bu fotoğraf, tüm dünyaya solcu gerillanın öldüğünün ispatı
olarak haber ajanslarında gösterilmiştir. Bu fotoğrafın ünlü olmasının başka
bir nedeni de Rembrandt’ın, Dr. Nicolas Tulp’un “Anatomi Dersi” adlı portresini
hatırlatmasıdır.
9. "Einstein with his Tongue
Out"
Arthur Sasse, 1951
Arthur Sasse, 1951
“Ben atomu iyi şeyler olsun diye
keşfettim ancak insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar!” diyen Albert
Einstein’ın bu fotoğrafının dünyayı değiştirip değiştirmediği tartışılır. Ancak
bilim adamının bu fotoğrafı, Hümanizmin bir simgesi olarak dünya literatüründe
yerini almıştır. Ünlü fizikçinin 1951 yılında çekilen ve herkes tarafından
bilinen bu fotoğrafı, 72. yaş günü kutlamasından sonra çekilmiştir. Einstein, New
Hampshire Müzayede Salonu’nda satılan bu fotoğrafını imzalayarak gazeteci
Howard Smith’e vermişti. Einstein’da fotoğrafın 9 kopyası bulunuyordu. Resmin
yeni sahibinin ise önemli bilimsel kitaplar ve el yazısı uzmanı David Waxman
olduğu bildirildi.
10. "Dali Atomicus"
Philippe Halsman, 1948
Philippe Halsman, 1948
Bu fotoğraf, ABD’li fotoğrafçı
Philippe Halsman’ın 1948 yılında çektiği bir eserdir. Fotoğrafta İspanyol
ressam Salvador Dali, kapalı bir odada çeşitli eşyalar ve üç adet canlı kediyle
birlikte havada asılıymış izlenimi verecek şekilde betimlenmiştir. Gerçek üstü
içeriğe sahip olan bu fotoğraf, photoshop gibi çeşitli resim düzenleme
yazılımlarının henüz var olmadığı bir dönemde, asistanlarının yardımıyla
çekilmiştir. Resmin 1969–1970 yılları arasında yapılmış olan baskısı,
Minneapolis Institute of Arts koleksiyonundadır. Fotoğrafta arka planda
Salvador Dali havaya zıplamış olarak görülür. Önünde ise üzerinde belirsiz bir
resim bulunan şövale vardır. Resmin sağ tarafında ise, Dali’nin henüz
tamamlanmamış olan Leda Atomica isimli tablosu yer alır. Fotoğrafa verilen Dali
Atomicus adı, bu tabloya bir göndermedir. Ön tarafta ise, resmin sol tarafında
asılı duran bir sandalye bulunmaktadır. Sol taraftan bir kova su, sağ taraftan
ise üç adet canlı kedi havaya fırlatılmıştır. Kedilerden yukarda olanı suyun
içinden geçerken, diğer ikisi havada yan yana asılı durmaktadır.
Dali ve Halsman, önce fotoğrafta
tavuk kullanmayı ve havaya süt fırlatmayı düşünmüşlerdi. Ancak hayvanları
korumaya dair çıkan yasaları çiğnememek için, kedileri zarar görmeyecek bir
şekilde kullanmaya karar verdiler. Halsman çekimini bir sene önce hazırladığı,
4x5 formatındaki çift lensli fotoğraf makinesini kullanarak Newyork’taki
stüdyosunda yaptı. Resimde kullanılan şövale ve tablo iple tavana tutturulmuştu.
Sol taraftaki sandalyeyi fotoğrafçının eşi Yvonne tutuyordu. Asistanlar ise
suyu ve kedileri havaya fırlatıyorlardı. Fotoğrafçı üçe kadar saydığında su ve
kediler havaya fırlatılmış, dörde geldiğinde ise Dali zıplamış ve Halsman
fotoğrafı çekmişti. O gün stüdyoda, Halsman’ı tatmin edecek poz yakalanana
kadar, altı saatlik bir çalışma sonucunda 28 farklı fotoğraf çekildi.
Fotoğrafçı, daha sonra yayımlanan bir kitabında o günü şu şekilde anlattı:
“Ben ve asistanlarım ıslanmış,
kirlenmiş ve neredeyse tamamen tükenmiştik. Sadece kediler yeni gibi
görünüyordu.”
Halsman daha sonra çektiği bu
fotoğraf üzerinde çeşitli değişiklikler yaptı. Cisimleri tutan iplikleri yok
etti ve sol tarafı kırparak sandalyeyi tutan Yvonne’ın elini ve suyu fırlatan
asistanını dışarıda bıraktı. Ancak yaptığı en büyük değişiklik, çekim sırasında
boş olan şövalenin üzerine, Dali’nin ikinci bir tablosunu yerleştirmekti. Ancak
Halsman, boş şövaleyi tablo ile doldurmasına rağmen, cismin yerdeki gölgesini
yok edemedi.
11. "Loch Ness
Monster" a.k.a. "The Surgeon’s Photo"
Ian Wetherell, 1934
Ian Wetherell, 1934
İskoçya’daki Ness Gölü’nün dünyaca ünlü canavarının var olup olmadığı yıllardır tartışılmaktadır. 1934 yılında
çekilen bu fotoğraf, 1994 yılına kadar gizemini korudu. 1994 yılında Christian
Spurling adında bir kişi, canavar maketini kendisinin yaptığını itiraf
etmiştir. Spurling’in büyükbabası Marmaduke, (Wetherell Daily Mail adlı
gazetesi tarafından) canavarı bulması için torununu görevlendirmiştir.
Wetherell Spurling ve oğlu, büyük bir canavar maketi yapıp suya bırakmışlar ve
fotoğrafı çekmişlerdir. Yüzyılın sahte fotoğrafı olarak tarihe geçen bu
fotoğraf hakkında birçok iddia mevcuttur. Adının verilmesini istemeyen bir
kadın doğum uzmanının, yıllar sonra çıkıp bu fotoğrafı çektiğini iddia etmesi
gibi…
12. "Gandhi at his Spinning
Wheel"
Margaret Bourke-White, 1946
Margaret Bourke-White, 1946
Doğru zamanda, doğru
yerde olmasıyla ünlü Amerikalı fotoğrafçı, pek çok ilki gerçekleştiren, gelmiş
geçmiş en önemli kadın fotoğrafçılardan bir tanesidir. 1904 Bronx doğumlu olan
fotoğrafçı, 1922’de Kolombiya Üniversitesi’nde Herpetoloji eğitimi almaya
başlamıştır. Okulunda Amerikalı fotoğrafçı Clarence Hudson White’tan aldığı
derslerle fotoğrafçılığa olan ilgisi artmış. 1927’de mezun olmasının ardından,
1929’da Fortune dergisinde editörlük yapmaya başlamış. Bu tarihten itibaren
White’ın profesyonel fotoğrafçılık günleri başlamış. 1930’da Sovyetler
Birliği’ne girmesine izin verilen ilk batılı fotoğrafçı olma ünvanını kazanmış.
1936’da dönemin en ünlü uluslararası fotoğrafçılık dergisi Life’dan teklif
alarak fotomuhabirlik yapmaya başlamış. 1941’de II. Dünya Savaşı’nı fotoğraflayan
ilk kadın fotoğrafçı olma ünvanını da kazanıp tekrar Sovyetler Birliği’ni
ziyaret eden fotoğrafçı, orada esir alınmış ve Amerikan askerleri tarafından
kurtarılmıştır. Sanatçı, 1948’de Hindu Lider Mohandas Karamçand Gandi’yi,
öldürülmeden birkaç saat önce fotoğraflamıştır. Ve bu fotoğraf onun en büyük
başarılarından biri olarak gösterilir.
1950’de Parkinson hastalığına yakalanan sanatçı, bu
tarihten itibaren kariyerini arka plana alarak, hastalığıyla baş etmeye
çalışmıştır. Mücadelesini uzun süre devam ettiren fotoğrafçı, 1971’de hayatını
kaybetmiştir.
13. The Photograph That Foreshadowed
the Future
"Le Violon d’Ingres"
Man Ray, 1924
"Le Violon d’Ingres"
Man Ray, 1924
Photoshop bulunmadan önce Man Ray vardı… Man Ray fotoğraflarında
kendi zamanının dijital devrimini gerçekleştirdi. Man Ray, kariyerinin büyük
bölümünü Fransa’nın başkenti Paris’te geçirmiş Amerikalı bir sanatçıydı. Onu
Modernist olarak ve Sürrealist hareketlere belirgin katkılarda bulunan en iyi
fotoğrafçı diye adlandırmak mümkündür. Ancak bu her iki hareketle de ilişkisi
uzun sürmemiştir. Sanat dünyasında avangart fotoğrafçılığı en çok kullanan Man
Ray, farklı araçlar kullanarak büyük işler yapmış ve kendisini herşeyden önce
bir ressam olarak görmüştür. Man Ray aynı zamanda ünlü bir moda ve portre
fotoğrafçısıydı. Man Ray’in moda ve portre fotoğrafçılığı dışındaki eserleri,
hayatta olduğu dönemde, özellikle vatanı Amerika’da yeterince takdir görmediyse
de, vefatından sonra itibarı giderek artmıştır. 20. yüzyılın en etkili 25
sanatçısından biri olarak gösterilen Ray’ın en büyük ilkesi: “Karşınıza çıkan
bütün kapıları açın ve orada özgürce yürüyün.” dür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder