14 Kasım 2015 Cumartesi

TERÖRÜ BESLEYENLERE MANİFESTO


Bu akşam yarın öğlene kadar yatarım umuduyla sizlere, iyi geceler demiştim; romanıma döktüğüm kelimelerin beynimde oluşturduğu tortular yüzünden. Yattım, uyuyamadım, uydum sandım, zihnim açıkmış meğer. Durmadan şeytan dürtüyor beni, “kalk, kalk, kalk” diye. Kalktım işte şeytan, ne olacak? Olan olmuş bile. Fransa’da terör saldırısı; onlarca ölü, onlarca yaralı. Tabi bunlar saldırının hemen ardından yapılan resmi olmayan açıklamalar. Üzüntüyle, kanaldan kanala geçip izliyorum.
Günümüzün bize yaşattığı popüler İslam anlayışıdır bu. Popüler dediğime bakıp ta kabul edilebilir davranış biçim öngördüğümü sanmayın. Bunlar, İslami düşünce biçimini, bugün dayattıkları manada popülerliğini korumak amacıyla, bu davranış biçimini, İslami düşünce anlamında yapıyorlar. Birçoğumuzun aklından geçen İslam bu mu? Sorusuna yanıt aradığımızı biliyorum. Bugünkü dünyada yaşanan, terör örgütlerinin davranışlarına, düşüncelerine, dayatmalarına demokrasi ve çıkarları adına beslemelerinin geri tepmesi sonucunda masum insanların yaşamlarını sonlandırmasında elleri ne kadar kana bulanmıştır, bunu merak ediyorum. Kendi yarattıkları, kendi besledikleri, kendi çıkarları uğruna yapılandırdıkları bu insanların, sözlerinden dönen veya daha çok vermeyen veya çıkar maliyet hesaplarının işine gelmemesi sonucu desteklerini çekmesi sonucunda bu saldırıcı terörü besleyen tüm dünya ülkelerine ve bilhassa da G20 zirvesinin yapılacağı günün arifesinde katılımcı 20 ülkeye bir ihtar mektubudur. Yaptığım yurt dışı gezilerinde gördüm ki bizlere düşman olarak dikte edilen ülkelerde halklar arasında hiçbir düşmanlık olmadığını görerek, düşmanlığın sadece devlet erkânları arasında olduğunu gördüm. Bize en yakın sınırlarda konuşlanan PKK ve IŞİD denenmiş onanmış terör örgütüdür; bu su götürmez bir gerçektir. Türk Silahlı kuvvetlerinin ve polis teşkilatının bugün yaptığı stratejik eylemin büyük bir bölümünün masum Kürtlerinde öldürüldüğü gerçeğini göz ardı etmeden, aynı oranda IŞİD’e yapılmaması çok manidar ve gelinen nokta da budur. Suriye’den kendilerini Türkiye’yi köprü olarak kullanıp, kendilerini Avrupa Birliği’ne atmak istemelerinin sebebi benim ülkem de olmayan demokrasinin yüzde yüz uygulandığı sebebidir. Demokrasisi olmayan içi boş bir cumhuriyetin yaşandığı ülkemin başına gelebilecek felaketleri düşünemiyorum bile.
Terörü, teröristi, kötüyü kötülüğü, besleyen başta ABD olmak üzere, ülkem de dâhil, tüm bu kötü niyetli ülkeleri lanetle kınıyorum. Emperyalist güçlerin baskı yaptığı, emperyalizme kurtuluş, çare olarak gören insanların akıl yoksunluğunu da anlamış değilim. Bu davranış biçimlerine alet olan tüm ülkelerin başındaki yöneticilerine manifestomdur.
Saygılarımla
Ömer L. Bakan

14112150207