Bu akşam yarın öğlene kadar
yatarım umuduyla sizlere, iyi geceler demiştim; romanıma döktüğüm kelimelerin
beynimde oluşturduğu tortular yüzünden. Yattım, uyuyamadım, uydum sandım,
zihnim açıkmış meğer. Durmadan şeytan dürtüyor beni, “kalk, kalk, kalk” diye.
Kalktım işte şeytan, ne olacak? Olan olmuş bile. Fransa’da terör saldırısı;
onlarca ölü, onlarca yaralı. Tabi bunlar saldırının hemen ardından yapılan
resmi olmayan açıklamalar. Üzüntüyle, kanaldan kanala geçip izliyorum.
Günümüzün bize yaşattığı popüler
İslam anlayışıdır bu. Popüler dediğime bakıp ta kabul edilebilir davranış biçim
öngördüğümü sanmayın. Bunlar, İslami düşünce biçimini, bugün dayattıkları
manada popülerliğini korumak amacıyla, bu davranış biçimini, İslami düşünce
anlamında yapıyorlar. Birçoğumuzun aklından geçen İslam bu mu? Sorusuna yanıt
aradığımızı biliyorum. Bugünkü dünyada yaşanan, terör örgütlerinin
davranışlarına, düşüncelerine, dayatmalarına demokrasi ve çıkarları adına
beslemelerinin geri tepmesi sonucunda masum insanların yaşamlarını
sonlandırmasında elleri ne kadar kana bulanmıştır, bunu merak ediyorum. Kendi
yarattıkları, kendi besledikleri, kendi çıkarları uğruna yapılandırdıkları bu
insanların, sözlerinden dönen veya daha çok vermeyen veya çıkar maliyet
hesaplarının işine gelmemesi sonucu desteklerini çekmesi sonucunda bu saldırıcı
terörü besleyen tüm dünya ülkelerine ve bilhassa da G20 zirvesinin yapılacağı
günün arifesinde katılımcı 20 ülkeye bir ihtar mektubudur. Yaptığım yurt dışı
gezilerinde gördüm ki bizlere düşman olarak dikte edilen ülkelerde halklar
arasında hiçbir düşmanlık olmadığını görerek, düşmanlığın sadece devlet
erkânları arasında olduğunu gördüm. Bize en yakın sınırlarda konuşlanan PKK ve
IŞİD denenmiş onanmış terör örgütüdür; bu su götürmez bir gerçektir. Türk
Silahlı kuvvetlerinin ve polis teşkilatının bugün yaptığı stratejik eylemin
büyük bir bölümünün masum Kürtlerinde öldürüldüğü gerçeğini göz ardı etmeden,
aynı oranda IŞİD’e yapılmaması çok manidar ve gelinen nokta da budur.
Suriye’den kendilerini Türkiye’yi köprü olarak kullanıp, kendilerini Avrupa
Birliği’ne atmak istemelerinin sebebi benim ülkem de olmayan demokrasinin yüzde
yüz uygulandığı sebebidir. Demokrasisi olmayan içi boş bir cumhuriyetin
yaşandığı ülkemin başına gelebilecek felaketleri düşünemiyorum bile.
Terörü, teröristi, kötüyü
kötülüğü, besleyen başta ABD olmak üzere, ülkem de dâhil, tüm bu kötü niyetli
ülkeleri lanetle kınıyorum. Emperyalist güçlerin baskı yaptığı, emperyalizme
kurtuluş, çare olarak gören insanların akıl yoksunluğunu da anlamış değilim. Bu
davranış biçimlerine alet olan tüm ülkelerin başındaki yöneticilerine
manifestomdur.
Saygılarımla
Ömer L. Bakan
14112150207